Soru:  Zekâtımızı kuran kursuna verebilir miyiz? Bu şekilde verilen bir zekât geçerli olur mu?

Cevap: Şahıslar özel kişiler ve tüzel kişiler şeklinde iki kısma ayrılmaktadır. Zekât ibadeti ise belirli bir maldan, mahsus bir miktarı muayyen bir kişiye temlik etmektir.[1] Zekât ibadeti Kur’an-ı azimuşşan’da “إيتاء”/îtâ lafzıyla emredilmiştir. Bu lafız, anlamı itibarıyla temlik ifade etmektedir. İşte bu kelimenin manasının tamamıyla yerine gelebilmesi için zekât verilecek olan kimsenin özel bir kimse olması lazım geleceği gibi, zekât olarak verilecek malın da bizzat kendisinin fakirlere verilmesi gerekmektedir. Bu şart, zekâta mahsus bir durumdur ve diğer keffaretlerde böyle bir şart söz konusu değildir. Bunun için keffaretlerde temkin, zekâtta ise temlik vardır denilmiştir. Üçüncü bir husus ise, veren kimsenin verdiği mala nisbetle zekât verilen kimseden her nevi menfaati kesmesidir.[2]

Bu meseleyle ilgili fıkıh kitaplarımızda şu şekilde bir ibare vardır:

             وقال محمد رحمه الله: لا يجزئه في الطعام بطريق الإباحة والتمكين،  وإنما يجزئه إذا دفعه إليه بطريق الهبة والكسوة يجزئه                             بالقيمة                                                     

İmam Muhammed kişinin yanında bulundurup da yedirdiği içirdiği ve giydirdiği bir çocuğa karşı bu fiillerinin zekâtından sayılamayacağını söylemiştir. Çünkü bu şekildeki bir fiil ibaha ve temkin olacaktır. Temlik olmayacaktır. Ancak kişi bu yaptıklarını hibe yoluyla yapacak olursa caiz olacaktır.[3]  Görüldüğü gibi yaptığımız bu nakilde İmam Muhammed sadece ve sadece temlik’i gözetmektedir. Yine İmam Muhammed’in zekâtını ibrâ yolu üzere veren kimsenin zekâtının geçerli olmayacağını söylemesi, ibrâ yolu üzere eda edilen zekâtta temlik manasının bulunmayışındandır. Çünkü İmam Muhammed, aynı kişinin parayı alıp daha sonradan borçlu olan kişiye geri vermesi durumunda zakâtının geçerli olacağını söylemektedir[4] ki aradaki tek fark ibrâda temlikin olmamasıdır.

Bu nakillerin hemen tamamıyla meseleye baktığımızda şunu söyleyebiliriz: Zekat olarak verilecek eşyayı (para, yiyecek, giysi vs.) Kur’an kursunun sorumlusuna vererek Kursun bizzat tüzel kişiliğine zekât vermek caiz değildir. Yiyecek olarak verilen zekâtın talebelere yemek yapması üzere tevdi’ edilmesi de aynen böyledir. İlla Kursa zekât vermenin istenmesi durumunda yapılabilecek tek şey parayı sorumluya vermek ve sorumlunun da parayı talebelere vererek -ihtiyaç durumunda- devir yapmasıdır. Zira bu devirde temlik eden kişi her hâlükârda verdiği paradan menfaati kesmiştir. Yani verilen yahud devir yapılan paranın menfaati her türlü talebeye dönecektir. Kursa zekât niyetiyle verilen yiyecek ve giysilerde de yapılması gereken budur. Allah en iyisini bilendir.


[1] El-Meydanî, el-Lübab fi şerhi’l-Kitab, I/136 el-Mektebetu’l-İlmiyye,Beyrut-Lübnan Tarih ve baskı: Yok

[2] İbn Abidin, Reddu’l-Muhtâr, III/ 173 Daru Âlemi’l-Kütüb, Riyad, 2003

[3] Burhaneddin ibn Maze, el-Muhîtu’l-Burhânî, III/ 496

[4] Muhammed b. Hasen eş-Şeybani, Kitabu’l-Asl  II/ 98 Alemu’l-Kütüb Beyrut 1990 B.1