Soru: Bir hocamız bize derste el öpmenin Hanefi mezhebine göre tahrimen mekruh olduğunu söyledi. O halde Hanefi mezhebine göre neredeyse haram olan bir fiilin bu kadar yaygın olması ve bir kısım âlimlerin elini öptürmesi bana hiç de makul gelmiyor. Hocamızın söylediği doğru mudur? Hanefi mezhebine göre el öptürmenin veya öpmenin hükmü nedir?

Cevap: El öpmenin çeşitleri vardır. Nitekim bazen öpülen el ilminden dolayı bir âlimin eli veya takvasından dolayı bir velinin eli olabileceği gibi dünyevi mevkii ve rütbesinden dolayı bir zenginin ya da yetkilinin eli de olabilir. Şu halde bu meseleyi tahlil ederken bu perspektiflerin ayrı bir önemi haiz olduğu behemahal bir gerçektir. Gelelim konumuzun nakli ve fıkhi cihetiyle tedkikine: Âlim ve fadıl insanların ellerinin öpülmesinin caiz olduğuna dair başta Peygamber Aleyhissalatü vesselam ve sahabeden rivayetler vardır. Ve bu hususta varlıklarına atıfta bulunduğumuz rivayetleri cem etme gayesiyle Muhammed b. İbrahim el- Mukri[1] tarafından “er- Ruhsa fi takbili’l- Yed” isimli bir risale dahi kaleme alınmıştır. Gerek el- Mukri’nin ve gerekse sair ulemanın el öpmenin cevaziyetine dair irad ettiği hadislerin bir kısmı şunlardır:

  1. Abdurrahman b. Ka’ b. Malik’in babasından rivayet ettiğine göre[2] o şöyle demiştir: Tevbem( in kabul olduğuna dair ayet) nazil olunca Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e geldim ve dizleriyle elini öptüm.[3]
  2. Üsame b. Şüreyk’ten rivayet edilimiştir ki o “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ye geldik ve elini öptük” demiştir.[4]
  3. İbn Hacer et- Telhis’ inde[5] el öpmenin cevaziyetine dair birkaç nakil getirir. Bunlardan birisi İbn Ömer (Radıyallahu Anh)’den nakledilmiştir ki o “ Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ ye yaklaştık ve elini ayağını öptük” demiştir.” Şeklindeki rivayettir.[6]
  4. Diğeri Safvan b. Assal rivayetidir. Bu rivayete göre bir Yahudi arkadaşına “bizi şu nebiye götürsene” demişti. İşte bu rivayetin içerisinde bu iki yahudinin Efendimiz Aleyhissalatü vesselamla aralarında geçen diyalogtan sonra “Elini ve ayağını öptüler, şehadet ederiz ki sen Nebisin dediler” şeklinde ifade yer almaktadır.[7]
  5. Bir diğer rivayette Hz. Aişe (Radıyallahu Anha) Hz. Fatıme annemizin Hz. Peygambere çok benzediğini ifade buyurduktan sonra şöyle demektedir: (Fatıma) Hz. Peygamberin yanına girdiğinde Hz. Peygamber kalkıp onu karşılar, elini tutup öper, onu oturduğu yere oturturdu. Hz. Peygamber de onun yanına girdiğinde Fatıma aynısını yapardı.[8]
  6. Hz. Ömer (Radıyallahu Anh) Şam’a geldiğinde Ebu Ubeyde b. Cerrah onu karşıladı. Onunla musafaha edip elini öptü. Temim el öpmenin sünnet olduğunu söylerdi.[9]

Bu ve benzeri rivayetlerin tamamı sünnette ve eslafın amelinde el öpmenin meşru bir iş telakki edildiğini göstermektedir. Bu sebeple İbn Hacer Sünnetten ve sahabe amelinden el öpmenin meşruiyetiyle ilgili rivayetleri naklettikten sonra İmam en- Nevevi’ den “bir adamın elini zühdü, salahı, ameli, şerefi vs. gibi özelliklerinden dolayı öpmenin mekruh olmadığına bilakis bunun müstahab olcağına dair nakil yapar. Yine İmam en- Nevevi’ ye göre bu el öpmenin sebebi, eli öpülen kişinin zenginliği ve dünya ehli katındaki şöhreti vs. gibi sebepler olursa bu çok şiddetli bir kerahetle mekruh olur. Hatta Ebu Said el- Mütevelli’ ye göre caiz bile olmaz.[10]

El öpmenin hükmü hususunda Hanefi kaynakları da zikrettiğimizden farklı şeyler söylememektedir. el-Muhitu’l- Burhani’de zikredildiğine göre, şayet bir kişi öpmesi için kendi elini bir diğerine uzatacak olsa bu mekruhtur. Zira bu fasıkların amellerindendir. İlimlerinden ötürü âlimlerin, adaletlerinden dolayı da adil sultanların elinin öpülmesinde de bir kerahet yoktur. Bunların dışındaki birinin elini sırf Müslümana tazim niyetiyle öpecek olursa bunda da bir beis yoktur. Fakat o kişiye ibadet etme niyetiyle veya onun elini öperek dünyalık bir şeye kavuşma niyetiyle olacak olursa işte bu mekruhtur.[11]el- Fetâva’l- Hindiyye’de de aynı şeyler söylenmektedir.[12]

Soruda zikredilen kerahet ise fıkıh kitaplarımızda daha farklı bir bağlamda zikredilmektedir. Sözgelimi Fıkhi kaynaklarımızda bir adamın diğer bir adama ait her hangi bir yerini öpmesinin caiz olmadığı şeklinde bir fetva vardır. Fakat bu fetva şehvetten emin olamama kaydıyla mukayyettir. Bunun delili ise bu kavlin bir adamın diğer bir kişiyle tek izar altında muanaka/ boynuna sarılma fiilini yapmasının caiz olmadığı şeklindeki hükümle birlikte zikredilmesidir. Bu başka bir şeydir. Bizim konumuz ise âlimlerin, takva sahibi insanların, yaşlıların ve daha genel ifadeyle büyüklerimizin ellerini tazim maksadıyla öpmemizle ilgilidir. Ve bu da Timurtaşi’nin Tenviru’l-Ebsar’ ında ve el- Haskefi’nin ed-Dürru’l-Muhtar’ ında açıkça ifade ettiği gibi âlimler ve adil sultanlar ilgili olarak mekruh değildir. Bu iki sınıfın dışında ise el öpmeye dair her hangi bir ruhsat yoktur.[13]

Vallahu A’lem…


[1] Diğer ismiyle Ebubekir el- Isbehani…

[2] Muhammed b. İbrahim el- Mukri, er- Ruhsa fi takbili’l- Yed, H.No: I  (Muhammed Haddad Tahkiki), Daru’l- Asıme, Riyad, 1408, B.I

[3] el- Iraki, İhya tahricinde İbnu’l- Mukri’nin bu hadisi zayıf bir senedle naklettiğini kaydeder. Bkz. el- Iraki, el- Muğni an Hamli’l-esfari fi’l- Esfar, No: 1943 Mektebe-i Taberiyye, Riyad, 1995, B.I,s. 506

[4] el- Mubarekfuri tıpkı İbn Hacer gibi bu hadisin senedinin kavi olduğunu söylemektedir. Bkz. Tuhfetul’- Ahvezi,  Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut- Lübnan,VII/ 437

[5] İbn Hacer, et-Telhisu’l- Habir,  No: 2181,IV/ 173

[6] Ebu Davud, “Cihad”, No: 2647

[7] Tirmizi, “Tefsir”, No: 3122, Nesai, es-Sünenu’l-Kübra, Siyer, No: 18656 vd. Kavî bir senedle…

[8] Ebu Davud, “Edeb”, No: 5217 vd. ( Manen tercüme edilmiştir.)

[9] Ali el- Muttaki, Kenzu’l-Ummal, Müessesetu’-r-Risale No: 25746,IX/220

[10] İbn Hacer, Fethu’l- Bari,  Daru’l-Marife, Beyrut- Lübnan,XI/ 57

[11] Burhaneddin İbn Maze, el- Muhitu’l- Burhani, Daru İhyai’t-Türasi’l-Arabi,V/279

[12] Şeyh Nizam, el- Fetava’l-Hindiyye, Bulak, Mısır 1310,V/369

[13] Alauddin el- Haskefi, ed-Dürru’l-Muhtar, (Reddu’l-Muhtar ile) Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan, 1994, B.I,IX/549