Soru:  Başkasının yerine hac yapmak sahih midir? Yapılan hac kimin yerine geçerli olur. Veya yapılan bu hactan kendisi adına yapılan kimseye bir sevap ulaşır mı?

Cevap: Başkası adına yapılan hac sahihtir. Daha doğru bir tabirle, bedenî ibadetlerin dışında olduğu müddetçe İslam’da başkasının yerine yapılan ibadetler sahihtir. Hac ibadetinin bedenî olma yönü var ise de bu ibadetin mâlî olma yönü de bulunduğundan başkası adına yapılabilir.

Aslında bizim bu meselede esas aldığımız deliller konu hakkında vârid olmuş hadislerdir. Usul-i sitte ashabının rivayet ettiğine göre bir kadın Peygamber Aleyhissalatü vesselam’ a gelerek “Ya Resulellah! Benim babama Allah Teâla’nın hac farizası yetişmiştir. [1] Babam ise çok yaşlı olduğundan bineğin sırtında durmaya güç yetiremeyen birisidir” dediğinde Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Onun adına hac yap” buyurmuştur.[2]

Başka bir rivayette bir adam Efendimiz ﷺ’ e gelerek “Ey Allah’ın Resulu ﷺ! Babam hac yapmaya güç yetiremeyecek kadar yaşlı birisidir. Onun yerine hac yapabilir miyim?” dediğinde Efendimiz ﷺ ona “Şayet babanın borcu olmuş olsa ve sen de bunu ödemiş olsan bu baban adına geçerli olur mu” buyurunca adam “ Evet” demiş, Efendimiz ﷺ de “Öyleyse onun adına hac yap” buyurmuştur.[3]

Malikîler bu hususta, ister hac yapmaya muktedir olsun, ister olmasın diri olan kimse adına hac yapılamayacağını savunmaktadırlar. Yukarıda serdettiğimiz rivayetler bu hususta onların aleyhine hüccet olarak getirilmiştir. Ölü olan kimse adına yapılacak olan haccın geçerli olacağı hususunda yine bir takım rivayetler vardır. İbn Abbas (Radıyallahu Anh) ’e gelip babasının vefat ettiğini ve onun adına hac yapıp yapamayacağını soran kimseye “Evet” demesi bunlardan bir tanesidir. Bu konuyu detaylı bir şekilde İnceleyen İmam Muhammed, bu mevzudaki rivayetlerin çok olduğunu ve bu sebeple bu mevzunun, icma edilen meselelerden olduğunu söylemektedir.[4]

Bu konuyla ilgili temas etmemiz gereken bir mesele de başkası adına yapılan haccın kim adına geçerli olacağı konusudur. Şayet yapılan hac nafile bir hac ise bu durumda haccı kim yapmışsa onun adına geçerli olacağı ve yaptırana da sevabını hediye edebileceği ittifakla sabittir. Şayet farz bir hac ise burada ihtilaf vardır. İmam Muhammed, haccın bedeni bir ibadet olması sebebiyle başkası tarafından yerine getirilmesinin caiz  olmadığı gerekçesini ortaya sürerek farz dahi olsa bu haccın yine yapan kimse tarafından geçerli olacağını savunmaktadır. Şu da var ki, haccı yaptıran kimse adına geçerli olacağı şeklindeki görüş de zahiru’l-Mezheb olarak nakledilmektedir.[5]

Kendisi adına hac yapılan kimseye sevap ulaşacağı ittifaki bir husustur. Ehl-i sünnet bu hususta, işlenen bir amelin sevabının başkasına hediye edilebileceğini söylemekte ve bu hususta bir takım rivayetlerle istidlal etmektedir. Söz gelimi bunlar arasında sayabileceğimiz rivayetler şunlardır:

“Bir adam Efendimiz Aleyhissalatü vesselam’ a gelerek “benim hal-i hayatlarındayken kendilerine ihsanda bulunduğum anne-babam vardı. Vefat etmelerinden sonra onlara nasıl iyilikte bulunabilirim?” deyince Efendimiz:

إن من البر بعد الموت أن تصلي لهما مع صلاتك وأن تصوم لهما مع صيامك وأن تصدق عنهما مع صدقتك

“Muhakkak ki ölümden sonraki (senin onlara yapacağın) iyilik, kıldığın namazla, tuttuğun oruçla ve verdiğin sadakayla birlikte onlar için de namaz kılman, oruç tutman ve sadaka vermendir”[6] buyurmuştur.

Bir diğer rivayet de şöyledir: “Ölüleriniz üzerine Yasin (süresini) okuyunuz!”[7]

Bu rivâyetler bize [8] hediye olarak gönderilen sevapların ölüye ulaşacağını ve fayda vereceğini göstermektedir. Aksini söyleyen ise naslara muhalefetiyle bilinen Mutezile mezhebinden başkası değildir.


[1]  Yani, babama hac farz olmuştur.

[2]  Tirmizi, Sünen, III/ 267

[3]  et-Taberani, el-Mu’cemu’l-Evsat, I/ 51

[4]  Bkz. Muhammed b. Hasen eş-Şeybani, Kitabu’l-Hücce ala ehli’l-Medine, I/ 474-483 Alemu’l-Kütüb, 2006 B.1

[5] Bkz. Ali el-Kari, Fethu Babi’l-İnaye, II/ 134 Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan 2009, B.1

[6] Bedruddin el-Ayni, Umdetu’l-Kari, III/ 177 Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan, 2001. B.1

[7] Ali el-Müttaki, Kenzu’l-Ummal, XV/ 650 Müessesetu’r-Risale, Beyrut, 1985  B.5

[8] Bu konuda Muhammed b. Alevi el-Maliki’ nin Tahkiku’l-Amal fima yenfau’l-Meyyite mine’l-A’mal” isimli bir risalesi bulunmaktadır. Mutalaa edilmesinde faydalar vardır. Daru Cevamiu’l-Kelim, Kahire Ayrıca İbnu’l- Bereni’ nin “İntifau’ Emvat” ı burada zikredilmelidir.