Soru: Abdest aldıktan sonra havlu mendil vs. gibi bazı şeylerle uzuvlarımızı kurulamamızda her hangi bir beis var mıdır?

Cevap: Abdest alındıktan sonra havlu veya mendille uzuvları kurulamakta fukaha arasında ihtilaf vardır.  Abdestten sonra mendil kullanmanın mekruh olduğunu söyleyenler Abdürrezzak[1] ve İbn Ebi Şeybe[2]’nin İbrahim ve Said b. Cübeyr’den bunların mendil kullanmayı mekruh gördüklerine dair rivayete dayanmaktadırlar.

İmam Ebu Yusuf “Kitabu’l-Âsâr” ında babası, Ebu Hanife, Hammad tarikiyle İbrahim en-Nehai’den bunu mekruh görmediğini nakleder. Hatta bunu ondan nakleden Hammad (Rahimehullah) “İbrahim (en-Nehaî) bir kıyas yaptı ve bana dedi ki; Şayet sen soğuk bir gecede abdest alacak olsan kuruyana kadar bekleyecek misin?” dedi” demektedir. Hatta başka bir rivayete göre Mesruk (Rahimehullah)’da abdest aldıktan sonra bir bez parçasıyla (uzuvlarını) mesh edermiş. [3]

Aynı tarikle İmam Muhammed’in “el-Âsâr” ında yaptığı nakilde İbrahim en-Nehaî’ye abdest alıp da elbisesiyle yüzünü mesh eden bir adam (ın bu fiili) hakkında (ki görüşü) sorulmuş o da “(Bunda) hiçbir beis yok” buyurmuştur. Bütün bunları nakleden İmam Muhammed “Bunu alırız. Bunda hiçbir beis görmüyoruz ve bu Ebu Hanife’nin görüşüdür” demektedir.[4]

Bütün bu nakillerden anlaşılan abdestten sonra abdest azalarının her hangi bir elbise veya bez parçası, havlu, mendil vs. ile kurulamanın mekruh olmayacağıdır. Yukarıda Abdürrezak ve İbn Ebi Şeybe’nin Musanneflerinde yer alan “bazı fukahanın bunu mekruh gördüğü” şeklindeki görüş adet haline getirilmesi durumuna hamledilebilir. Nitekim İbn Ebi Şeybe’nin rivayetinde İbrahim (en-Nehai) bunu mekruh görenlerin adet olmasından korkmaları sebebiyle mekruh gördüklerini bizzat tasrih etmiştir.[5]

Müteahhir alimlerimizden “Sultânu’l-Fukaha/ Fıkıhçıların padişahı” lakabıyla meşhur İbn Abidin (Rahimehullah)  eserinde bu meseleyi tahlil eder ve bazılarının mendil kullanmanın abdest alan kimselere nisbetle mekruh, gusledene nisbetle mekruh olmadığı şeklindeki görüşün sahih olmadığını söyler. Doğru olanın ister abdest alan ve de ister gusül alan olsun hepsine nispetle mekruh olmaması olduğunu söyler. Aynı zamanda her halükârda doğru olanın kurulamakta mübalağa yapıp aşırıya gitmemek olduğunu ve abdestin eserinin azalarda kalacak şekilde kurulanmak gerektiğini kaydeder.[6]

Allah en iyisini bilir…


[1] Abdürrezzak, el-Musannef, 707

[2] İbn Ebi Şeybe, el-Musannef, I/175 Halid el-Avvad (İmam Muhammed, el-Âsâr tahkiki) Daru’n-Nevadir, Dimeşk, 2008, B.I

[3] Ebu Yusuf, Kitabu’l-Âsâr, s. 5 No: 13-14 Yer: Yok

[4] Muhammed b. Hasen eş-Şeybâni, Kitabu’l-Âsâr, s. 71-72, Daru’n-Nevadir, Dimeşk, 2008, B.I

[5] İbn Ebi Şeybe, a.g.e.,a.y.

[6] İbn Abidin, Reddu’l-Muhtâr, I/256-257 Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan 1994, B.I