Soru: Umreye gidiyoruz. Ve orada birtakım insanların namaz kılarken kıyamda ellerini bağlamadıklarını, salık bir vaziyette bıraktıklarını görüyoruz. Ben şahsen bu durumu merak ettim ve soruşturdum. Fakat çok farklı şeyler söyleyenler oldu. Kimileri bu hareketin bir Şii uydurması olduğunu ve bunu yapanların Şia mezhebine mensup kimseler olduklarını söylediler. Kimileri de bu fiilin Maliki mezhebinde olduğunu ve onlara göre namazda kıyamda ellerin vaziyetinin böyle olması gerektiğini söylediler. Yani hocam net bir cevap alamadım. Bilgilendirirseniz sevineceğim.

Cevap:  Namazda kıyam halindeyken ellerin yana salınması hususu Mâlikî mezhebinde vardır. “Müdevvene”’ de zikredildiğine göre kişinin namazda sağ elini sol elinin üzerine koyması sadece nafile namazda yapılmalıdır. Farz namazda böyle bir şey bilinmemektedir.[1] Bu hususta vârid  olduğu söylenen sadece Cabir b. Semure rivayeti vardır. Ve namazda ellerin yana salınması gerektiğini savunanlar da bu rivayetle istidlal etmektedirler.[2] Aynı zamanda İbnu’l- Münzir bu görüşün yani kıyamda ellerin yana salıverilmesi görüşünün İbn Zübeyr, Hasen-i Basrî ve İbrahim en- Nehaî gibi müçtehitlerin görüşü olduğunu da zikretmektedir.[3]  Malikîler’ e göre namazda elleri bağlamak ittikâ/ yaslanma anlamı taşımaktadır. Nafile namazlarda da her hangi bir zaruret olmasa bile yaslanmakta bir beis olmadığından nafilelerde elleri bağlamakta bir beis yoktur. Farz namazlarda ise itimad/ bir yere yaslanma mekruh olduğundan dolayı eller bağlanmamalıdır. Tüm bunlarla beraber şayet kişi destek alma gayesiyle değil de sırf sünnete uyma maksadıyla ellerini bağlayacak olsa bu mekruh olmayacaktır.[4] Tüm bu nakledilenlerden anlamamız gereken şey bu görüşteki müçtehitlere göre el bağlamanın ruhsat olduğudur. Zira İmam el- Leys’in görüşüne göre kıyamın uzaması durumunda eller bağlanmalıdır.[5] İmam el- Evza’î gibilere göre ise ellerin salıverilmesi veya bağlanması tamamen hikmete mebnidir. Bu hikmet de Peygamber ve ashabının kıyamı uzun tutmaları sebebiyle ellerini salıverdiklerinde kanın parmak uçlarında toplanmasıdır. Bundan dolayı onlara bir nevi destek almaları amacıyla ellerini bağlamaları hususunda ruhsat verilmiştir.[6]

Hanefi mezhebinin de içlerinde bulunduğu diğer üç mezhebe göre namazda ellerin bağlanması sünnettir. İbn Kudame sünnet olduğunu söyleyen müçtehitleri Hz. Ali, Ebu Hureyre, Said b. Cübeyr, es- Sevri, İmam eş- Şafii, Ashab-ı Re’y (Hanefiler) şeklinde sıralamaktadır.[7] Ellerin bağlanması hususunda keyfiyet anlamında bir ihtilaf mevcutsa da bu keyfiyetlerin kadr-i müştereki/ ortak noktası olarak tespit edebileceğimiz ellerin bağlanmasıyla ilgili varit olan “Nebi sağ elini sol elinin üzerine koydu”[8], “Sağ eliyle sol elini tuttu”[9] şeklindeki rivayetler sayıları itibarıyla hayli fazladırlar.[10] Fakat zikrettiğimiz gibi ellerin bağlanış şeklinin keyfiyetinde rivayetler farklı olarak vârid olduğundan ihtilaf edilmiştir.[11] Buna göre Cumhurun görüşünün ellerin bağlanması gerektiği istikametind olduğunu söylemeliyiz.

            Netice olarak şunu söyleyelim: Her ne kadar eş- Şevkani, İbn Abdilber’den namazda ellerin yanlara salınmasıyla ilgili hiçbir rivayetin sabit olmadığını söylediğine dair nakil yapıyorsa da, Maliki mezhebinin mesele hakkında bu fiilin azimet bile olduğunu savunacak derecedeki hükmü bizlere namazda ellerin yana salınmasının sadece bir şii uydurması olmadığını kanıtlamaktadır. Şu halde bu konu hakkında bir takım detaylar incelenmeden peşin konuşularak böyle bir şeyin sadece bir mezhebin uydurması olduğunu söylemek çok da isabetli olmasa gerektir. Allahu A’lem…


[1]  Zekeriyya el- Kandehlevi, Evcezu’l- Mesalik, III/ 298- 299 Daru’l- Kalem, Dımeşk, 2003

[2] eş- Şevkani, Neylu’l- Evtar, III/ 51 Daru İbni’l- Kayyim, Riyad, 2005, B.I

[3] İbn Münzir, el- İşraf, II/ 12 No: 390 Mektebetu Mekke es- Sekafiyye, 2004,B.I

[4] Vehbe ez- Zühayli, el- Fıkhu’l- İslamiyyu ve Edilletuhu, II/ 874 Daru’l- Fikr, Dımeşk, 2007, B.X

[5] İbn Abdilber, el- İstizkâr, VI/ 196, No: 8586 Daru’l- Ve’a, Halep, Kahire, 1414, B.I

[6] İbn Hümam, Fethu’l- Kadir, I/ 250 Daru İhyai’t- Türasi’l- Arabî, Beyrut-Lübnan

[7] İbn Kudame, el- Muğni, II/ 21 Daru’l- Hadis, Kahire, Mısır 2004

[8] İbn Ebi Şeybe, el- Musannef, I/ 343

[9] Nesai, Sünen, “Sıfatu’s- Salat”, No: 1265, Ebu Davud, Sünen, “Salat”, No: 723

[10] Rivayetler içib bkz.ez- Zeylai, Nasbu’r- Raye, I/ 392- 394 Daru’l- Kütübi’l- İlmiyye, Beyrut- Lübnan 2010, B.III

[11] Abdülhay el- Leknevi, Umdetu’r- Ri’âye, II/ 81 Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut- Lübnan 2009, B.I