Soru:  Hanefi mezhebine mensup olduğunu söyleyen bizler namazda gülmenin abdesti bozacağını söylüyoruz. Geçenlerde Şafii bir kardeşim bizim mezhebimizin bu konudaki delilinin zayıf olduğunu söylemişti. Bu konuda ne söylenmelidir.

Cevap:  Soruda yer alan namazda gülmek tabiri biraz geniş kapsamlı bir ifadedir. Namazda tebessümle gülmek abdesti ittifakla bozmaz. Ancak namazda kahkahayla gülmeye gelince; bu meselede Şafi mezhebiyle mezhebimiz arasında ihtilaf vardır.[1] Bizim mezhebimiz olan Hanefi mezhebine göre namazda kahkahayla gülmek abdesti bozar.[2]

Nitekim rivayet edildiğine göre Efendimiz ﷺ ’in döneminde insanlar sabah namazındayken kıble tarafından bir a’ma çıkagelmiş ve ve gözleri görmediğinden dolayı mescidde bulunan bir çukura düşmüştü. Bundan dolayı insanlar kahkaha derecesinde gülünce Efendimiz ﷺ  gülenlere namazlarını iade etmelerini emretmiştir.[3] Buradaki “gülme” ifadesinin kahkaha/ yani yanındaki bir insanın duyabileceği seviyede gülmek manasına geleceğini İbn Adiyy’in rivayet ettiği “Her kim kahkaha ile namazda gülecek olursa abdesti ve namazı iade etsin[4]şeklindeki hadis-i şeriften anlıyoruz.

Cabir (Radıyallahu Anh)’ in kavlî olarak rivayet ettiği hadise de bakacak olursak Efendimiz ﷺ kahkaha ile gülen kimsenin hem abdestini ve hem de namazını iade etmesi gerektiğini açıkça söylemektedir. İşte bunun içindir ki normalde kıyasa bakacak olsak abdesti bozmaması gerektiği  yerde sünnete tabi olarak kıyası terketmiş bulunmaktayız.[5]

Ayrıca İbrahim en-Nehaî’ye namazda kahkaha ile gülen kişinin durumu sorulduğunda o da “Abdestini ve namazını iade eder, Allah’tan mağfiret taleb eder, zira bu en şiddetli abdestsizliktir” şeklinde cevap vermiştir.[6] Bunu nakleden İmam Muhammed de kendisinin ve hocası Ebu Hanifenin görüşünün de bu şekilde olduğunu söylemektedir.[7]Aynı şekilde yine İmam Muhammed “Kitabu’l-Asl” ında tebessümün abdesti bozmayacağını söylerken, kahkahayla gülmenin abdesti bozacağını belirtmektedir.[8]

Namazda kahkaha şeklinde gülmenin abdesti bozacağı Hanefi mezhebinin temel metinlerinde belirtilmiş bir durumdur.[9] Ancak bu durum kılınan namazın ruku’ ve secdeli bir namaz olması[10] ve kılan kişinin de bâliğ/ büluğ çağına girmiş kişi olması gerektiği[11] şeklinde kayıtlanmıştır. Bu da bizim mezhebe göre çocuk olan kimsenin namazda başkalarının duyacağı kadar gülmesi yahut baliğ olan bir kimsenin cenaze namazında gülmesinin namazını bozmayacağı anlamını ifade etmektedir.

Soruda belirtilen, Hanefi mezhebinin bu konu hakkındaki zafiyetin bulunduğu iddiası –Allahu Alem- yukarıda ikinci olarak zikrettiğimiz İbn Adiyy’in rivayetiyle ilgili olsa gerektir. Zira İbn Adiyy’ in verdiği senette tedlisiyle Meşhur olan[12] Bakiyye vardır. Ancak malum olduğu üzere tedlisçinin an’anesi makbul değildir. Bu rivayette ise Bakiyye bizatihi tahdis yaptığı için rivayetle ilgili herhangi bir problem olmadığı beyan edilmektedir. Bunlardan ayrı olarak, ez-Zeylai, bu meseleyle ilgili olarak Müsned biçiminde Ebu Musa el-Eş’arî, Ebu Hureyre, Abdullah b. Ömer, Enes b. Malik, Cabir b. Abdullah, İmran b. Husayn, Ebu’l-Melîh’ den gelen yedi rivayet bulunduğunu zikretmektedir. Bunlara ek olarak dört tane de Mürsel rivayette bulunmaktadır.[13]

Tüm bunlarla birlikte hemen belirtmiş olalım ki, Hanefî mezhebinin herhangi bir meseledeki istidlal ettiği rivayetlerin zafiyeti sonraki metinlerde yer alan rivayetler üzerinden değerlendirilemez. Bu son derece yanlıştır ve birtakımları sıkça bu yanlışa düşmektedir. Zira siz İmam Ebû Hanife’nin veya İmam Muhammed’in verdiği bir fetvanın delilini onların yaşadığı dönemden çok daha sonraları tedvin edilmiş metinler üzerinden değerlendirmeye kalkamazsınız. Zira onların asrı, saadet asrına bir hayli yakın olduğu için rivayetleri çok daha az râvî aracılığı ile elde etme imkânına sahiptiler. Öyleyse bugün imamlarımızın verdiği fetvadaki mesnedin zayıf olduğunu iddia eden kişiye düşen bizatihi onların senetleri üzerinden konuşarak bunu iddia etmesidir. Aksi takdirde müteahhir kaynaklarda birçok ravilerin araya girmesi sebebiyle oluşan zafiyetten Hanefi mezhebi veya imamlarımız mesul tutulamaz. Bu sebeple şunu unutmamalıyız ki, İmamlarımız döneminde sahih olan bir hadis sonradan mecruh raviler sebebiyle zayıfa dönüşebilir. Fakat bu zafiyet onlara mâl edilemez. Dolayısıyla bu itirazı dillendiren kardeşimiz neye göre Hanefîlerin bu minvaldeki delillerinin zayıf olduğunu dillendiriyor?  Görünen o ki, o da bahsini yaptığımız hatalı çıkarıma kurban gidenlerden birisi…

Şafi mezhebinin konu hakkındaki fetvasına gelince, kimi ulema onların bu konuda “gülmenin namaz dışında abdest bozan bir şey olmaması gerekçesiyle, namaz içinde de abdesti bozmayacağı” nı gerekçe gösterdiklerini söylüyorsa da[14] bu konu hakkındaki delillerinin Efendimiz Aleyhissalatü vesselam’ın “Dahik/insanın kendi duyacağı kadar gülmesi namazı bozup abdesti bozmaz” şeklindeki hadis-i şerifinin olduğunu söylemek yanlış olmasa gerektir.[15]

Şafilerin delil olarak getirdikleri bu hadise Hanefiler tarafından söylenecek bir şey yoktur. Zira bizim abdesti bozacağını söylediğimiz şey dahik değil kahkahadır. Aksi halde, kişinin namazda kendi duyacağı kadar gülmesinin abdestini bozmayıp sadece namazını bozacağı şeklindeki hüküm Hanefilerce de kabul edilen bir husustur.

Selametle…


[1] Ayrıca Ehl-i Medine de bu hususta kahkahanın kelam gibi olduğunu ve bu sebeple namazı bozup abdesti bozucu olmadığını söylemektedir. Bkz. Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî, Kitabu’l-Hücce alâ Ehli’l-Medine I/203- 204 vd.

[2] Konunun gayet tafsilatlı bir biçimde ele alınışı için bkz. Abdülhay el-Leknevî, el-Heshese (Mecmuatü Resâili’l-Leknevî  içerisinde)

[3]  İmam Ebu Yusuf, Kitabu’l-Âsâr  s. 135

[4] İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafai’r-Rical, III/ 167 Daru’l-Fikr, Beyrut, 1407

[5]  Serahsi, el-Mebsut, I/ 77 Daru’l-Marife, Beyrut

[6]  Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî, Kitabu’l-Âsâr, I/ 179 Daru’n-Nevadir Lübnan-Beyrut

[7] Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî, Kitabu’l-Âsâr, a.y.

[8] İmam Muhammed, Kitabu’l-Asl, I/ 74, Alemu’l-Kütüb, Beyrut

[9]  Abdullah en-Nesefi, Kenzu’d-Dekaik, s. 26 Daru’l-Beyruti, 2009, B.1, İbn Saati, Mecmau’l-Bahreyn, s. 72, D.K.İ., Beyrut- Lübnan 1426, B.1

[10] Es-Sağirci, el-Fıkhu’l-Hanefiyyu ve Edilletuhu, I/ 59, Daru’l-Kelimi’t-Tayyib, Dimeşk, Beyrut 2008 B.5

[11]  En-Nesefi, a.g.e. a.y.

[12]  Hatta bu konuyla ilgili, احاديث بقية ليست نقية، وكن منها على تقية  şeklinde bir darb-ı mesel bile vardır.

[13]  Rivayetlerin tek tek tahlili için Bkz. Ez-Zeylai, Nasbu’r-Raye, I/ 95-102 Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2010 B.1

[14] Mesela Bkz. Ez-Zemahşeri, Ruusu’l-Mesail, s. 110, Daru’l-Beşairi’l-İslamiyye, 1987, B.1

[15] Darekutni, Sünen, I/172-173